Konu: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 22:51
Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler
NOT : Her Arkadaş Tek bir Başlıkta Açıyor Soruyor , Burda Genel Olrak Neredeyse Her Tedaviyi Açıklıyorum.İlaç İsimleri Bilgi Amaçlıdır.Doktor kontrolü altında kullanın ..
Hafif Akne (Sivilce) Tedavileri
Hafif akneler (sivilce) Topical jel(yüze sürülen) solüsyon ve losyonlarla tedavi edilir. Ekstra vitamin ve minerallerin kullanımının tedaviye faydası bulunmamıştır.
Kendiniz Neler Yapabilirsiniz; -Yüzünüzü su ile hafif bir temizleyici sabun veya antiseptik jel kullanarak günde iki kez yıkayın -Akne (sivilce) ürünlerini sadece akne üzerlerine nokta halinde değil tüm etkilelen alanlara yayarak uygulayın. -Akne (sivilce) tedavi ajanları ilk 2-4 hafta kuruluk yaratabilir. Zamanla cilt bu reaksiyonları göstermez. -Yağsız bir nemlendirici kuruma şikayeti için kullanılabilir. -Yağlı kozmetikler, fondoten, krem ve güneş koruyucular kullanılmamalıdır. Iyileşme 2-4 ay arasında olabilir. -Şiddetli tahrişlerde tedavi bırakılmalı doktorunuzla görüşülmelidir.
* Hafif derecede ki Aknelerde genellikle topikal yani dışardan sürme şeklinde ilaçlar kullanılır .
Topikal Akne (Sivilce) İlaçları ;
Antiseptic Deri Temizleyicileri; Örnek ; Sebamed Sabun , İmex Sabunu gibi .. Antibiotikler; Etken Maddesi = Clindamisin , Eritromisin Örnek İlaçlar; Tetradox , Aknilox,Monodox gibi .. Retinoidler(Soyucular): Etken Madde ; Tretionin, Adapalene Örnek İlaçlar ; Tretin, Acnelyse , Differin gibi ..
Orta Dereceli Aknede (Sivilce) Tedavi
Burda da topical ajanlar(yüze sürülen), yanısıra Oral(ağızdan alınan) tedavilerde uygulanır.
Şiddetli akne (sivilce) Ağızdan ilaçlarla tedavi edilir. Hasta mutlaka dermatolog kontrolünde olmalıdır.Pek çok hasta Oral isotretionin(Roaccutane,Zoretanin gibi.. ) ile tedavi edilir. Bu tedavi hasta için uygun değilse Uzun süreli antibiotikler .Kadınlarda ise antiandrojenler tedavi kullanılabilir.
Sivilce İzleri Tedavisi
Not: Leke tedavisinde en önemlisi doğru teşhistir. -Sivilce sonrası kalan izler sivilce esnasında oluşan reaksiyonun yaygınlığı ve derinliğinin derecesine bağlıdır. Reaksiyonun şiddeti sivilce izlerinin tipini, derinliğini ve tipini belirler. Üç tipte iz vardır.
- Yüzeysel Sivilce İzleri - Derin Sivilce İzleri - Keloid
Yüzeysel Sivilce İzleri:
Eğer Derinin Yüzeysel Tabakaları etkilenirse yüzeysel izler kalır. Bu izler hafif kırmızı,pembe renkte ve çok az deriden çöküktür. Bazen kahverengi renkli değişiklikler de olabilir. Bu tür izler için çok derin işlemler gerekmez. Retinoik Asit(tretin,differin,acnelyse türevi), Meyve Asitlerinin Deriye Uygulanması Yüzeysel peeling işlemleri bu tür izleri giderebilir.
Derin Sivilce İzleri
- Bu tür izlerde derinin alt tabakaları etkilenir. Deriden oldukça çökük, başlangıçta kırmızı , zaman içerinde beyaz renkte derin izlerdir. Bu tür izlerde daha farklı ve derin işlemler yapılarak bir dereceye kadar düzelme sağlanabilir.
- Derin Sivilce İzleri - Icepick skar ; Icepick skar buz kıracağı ile delinmiş gibi gözüken dar, keskin sınırlı bir sivilce izidir. Genellikle 2 mm' den dardır. İzin derinliği derinin alt dokularına ve yağ dokusuna kadar gider. Icepick skar lazer ile cilt soyma ve dermabrazyon gibi iz tedavilerine uygun değildir çünkü çok derindir.
- Derin sivilce izleri- Boxcar skar ; Boxcar (yük vagonu) skar yuvarlak veya oval şekilli, keskin dikey kenarlı deriden çökük izlerdir. Icepick skardan farkı, izin dibi sivri değildir. Yüzeysel boxcar skar 0.1-0.5 mm derinliktedir. Bu tür izler derin soyma teknikleri ile iyileşebilir. 0.5 mm den daha derin izler derin soyma tedavilerinin dışındaki diğer teknikler uygulanmalıdır
- Derin sivilce izleri - Rolling skar ; Rolling (dalgalı) skar normal görünümlü üst derinin , alt tabakalar tarafından çekilmesi sonucu oluşur. Bu yüzden deri dalgalı görünür. Rolling skar subsizyon tekniği dışındaki tedavilerle iyileşmez.
Keloid ;
Nadiren bazı kişilerde sivilce bölgesinde fibroblastların ( kollajen üreten hücreler) fazla çalışması nedeni ile deriden yukarı doğru büyüyen kabarık yara dokusu yani keloid oluşur. Daha çok erkeklerde gövde bölgesinde görülür.
[b]Güncel Sivilce İzi Tedavileri ; * Topikal Tedaviler ; Tretin , Acnelyse , Differin gibi Retinoik Asit ve Tretinoin etken maddesi içeren ilaçlar.
Diğer Başlıca Tedavi Şekilleri ; 1- Karboksiterapi ; -Karbondioksit (CO2) gazının tedavi amaçlı derialtına enjekte edilerek dolaşımın ve dokudaki bölgesel metabolizmanın hızlandırılması ve yenilemesi işlemidir.
2- Dermabrazyon , Mikrobrazyon ; - Mekanik olarak derinin yüzeysel tabakasının bir nevi tıraşlama ile uzaklaştırılması, pigment lekelerinin yok edilmesi, yara ve sivilce izlerinin azaltılması, ince kırışıklıkların düzeltilmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir)
3- Kimyasal Peeling ; - Kimyasal peeling sistemindeki temel amaç, cildin hasar görmemiş, sağlıklı cilt tabakasının üstündeki hasarlı tabakayı kaldırmak, hasar görmemiş tabakayı ortaya çıkartmak ve canlandırmaktır. sonuç ise daha sağlıklı, daha pürüzsüz ve daha canlı bir cilttir
4- Photolazer ; -Işık tedavisi sayesinde hem sivilce izlerinde iyileşme, aynı zamanda lekeleri tedavi etme, kılcal damarları geçirme ve ciltte antiaging etki yaratırlar. Cilt yüzeyi düzgünleşir, cilt daha kalın ve daha sağlıklı görünür.
5- Lazer Tedavileri ; * Fraksiyonel Lazer ;Bu lazer sistemi ile izin derinliklerine kadar lazer ışını gönderilmesi hedeflenir. Bu ışın kötü iyileşmiş bu dokuya uygulandığında bir kısmını yakarak eritir. Fraksiyonel Lazer Nerelerde kullanılır ; -Akne , sivilce , ameliyat , yanık ve yara izleri -Gebelik ve doğum sonrası çatlakları -Cilt kırışıklıkları -Yaşlılık ve güneş lekeleri -Cilt Sıkılaştırma ve gençleştirme
6-İPL Tedavisi ; -IPL tedavisinde flash lambasından yoğunlaştırılmış görünürbir ışık üretilir. IPL cerrahi olmayan bir tedavi yöntemidir. Kullanıldığı Alanlar ; -Damarsal deri hastalıkları -Koyu renkli lekeler -Epilasyon
7-Kryoterapi ; - Sıvı azot ile dondurma tedavisi, buz tedavisi..
8-Dolgu maddeleri ; -Sivilce izler elverişli ise yapılan dolgu madde enjeksiyonları oldukça yüz güldürücü sonuçlar verebilirler. Tedavi yöntemlerini seçerken iz derinliği, cilt rengi oldukça önemli. Bazen tek bir yöntem tercih edilirken bazen kombine tedaviler daha iyi sonuçlar verebilir. Yüzeysel izlerde başarı şansı %80-%100 arasında değişirken, derin izlerde başarı %40-%70 arasında değişir. Önemli olan doğru uzmanlara başvurarak tedavi seanslarınızı düzenli devam etmeniz.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 22:52
Güzellik Adına
• Pürüzsüz bir vücut için:Işıl ışıl bebek teni gibi yumuşacık bir ten sahibi olmayı hepimiz isteriz. Hayl değil bir kaç dokunuşla sizler de kendinizi bebekler gibi hissedeceksiniz. Benim kendime özel bir kaç formülüm var. Banyoda iken deniztuzu ve limon suyu ile cildime masaj yapıyorum.
Etkileri: Limon iyi bir cilt sıkılaştırıcıdır. Antiseptiktir. Ferahlık sağlar. Koltukaltı bölgenize limon suyu sürdüğünüzde terleme etkisini ve kötü kokuları ortadan kaldırır. Boş yere deodarantlara paranızı harcamayınız. Deniztuzu cilde hoş bir yumuşaklık sağlar. Görünümü limontuzunu andırır. Aktarlarda kolayca bulabilirsiniz. 100 gr yaklaşık 80-90 kuruş. Deniztuzunu cildinize peeling etkisi yaratır.
• Cildinizi bildiğimiz çay şekeri ile ovarsanız yine pürüzsüz ve pırıl pırıl bir cilde kavuşursunuz. Özellikle tüylerden dolayı batık sorunu yaşayanlar için en pratik yöntemdir. Tüylerin uç kısımları belirmeye başladığında şekeri su ile çok hafif ıslatarak masaj yapınız. Böylece sivilce ve batık sorunlarınızdan kurtulursunuz.
• Sivilcelerimle Başım Dertte Diyenler İçin: Sivilcelerinizden en kısa sürede limon suyu ve elma sirkesi karışımı ile pansuman yaparak kurtulabilirsiniz. Limon antiseptik özellik taşır. Elma sirkesi de aynı şekilde mikrop arındırıcıdır. Limon ve elma sirkesini beraber kullandığınızda; • Cildinizdeki sivilceler kuruyacaktır ve iltihaplı görüntü ortadan kalkacaktır. • Sivilceleriniz yayılmayacaktır. • Cildiniz gergin ve bebek teni gibi yumuşacık olacaktır. • Cildinizin rengi giderek berraklaşacaktır. Limon ten rengini açar. • Cildiniz pürüzsüz ve fazla yağdan arınmış olacaktır. • Gülümsediğinizde yanaklarınızda hoş bir parlaklık olacaktır. • Cildinizde tüylenme gibi bir sorun var ise tüylerinizi kökünden aldıktan sonra limon ve elma sirkesiyle masaj yaptığınızda tüylerinizden zamanla kurtulursunuz. • Cildinizdeki lekeler için de iyi gelecektir. • Cildinizde akneler var ise zamanla azalacaktır ve sıkmaktan kurtulacaksınız.
Ben elma sirkesi ve limon suyunu düzenli olarak elimden geldiğince kullanmaya çalışıyorum. Boş yere paranızı pahalı kremlere harcamayınız. Sivilceleriniz için en büyük önlemlerden biri ellerinizi yüzünüze çok fazla temas ettirmemeniz olacaktır. Ellerinizle gün boyu bir çok yere dokunuyorsunuz bir de temizlenmemiş ellerle yüzünüze dokunursanız tüm mikropları yüzünüze taşırsınız.
Ayrıca Amerikalı bir doktor, sivilcenin asidik olduğunu ve bazik solüsyonla notrleştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bunun için bir su bardağı suda bir yemek kaşığı karbonatı kaynatıp soğutulur. İyice çalkalandıktan sonra yatmadan önce temiz yüze pamuk ile pansuman yapılarak sabaha kadar bekletilmesi gerekiyormuş. Siyah noktalar için de oldukça iyi bir etki sağlıyormuş.
• Yaz Geldi Eyvah Dirseklerim ve Topuklarım Diyenler İçin:Haliyle bir çoğumuz bilgisayar kulanıyoruz. Bazı zamanlarda ise dikseklerimizi masaya dayıyoruz ya da başka nedenler... İçinin suyu sıkılmış bir limonu dirseğinize yerleştiriniz. Yaklaşık 5 dakika beklettikten sonra zeytinyağı ile 1-2 dakikalık masaj yapınız. Dirsekleriniz yumuşacık ve pürüzsüz olacaktır.
Topuklarınız için ise, eczanelerden kolayca temin edebileceğiniz ponza (topuktaşı) ile ılık su eşliğinde 5 dakika kadar ovunuz. Sonrasında dilediğiniz bebek yağını ya da zeytinyağını sürerek masaj yapınız. Çok kısa zamanda pembe ve pürüzsüz topuklara kavuşacaksınız. • Acısız Bir Epilasyon İçin:Epilasyon bayanlar için başlı başına bir dert. İster bacak, ister koltukaltı, ister genital olsun artık evde acısız bir epilasyon keyfi yaşayabilirisiniz. Emla Krem lokal anestetiktir. Deriye sürüldükten yaklaşık 30-40 dakika sonra uyuşukluk hissi verir. Sürüldüğü bölgede his kaybı yaratır. Ağda, cımbız, makine ile yapılan epilasyonda acı hissedilmez. Emla Kremi eczanelerde kolayca bulabileceğiniz gibi sigortanız var ise yazdırarak da alabiliyorsunuz. Emla krem genelde çoçuklarda kullanılan bir lokal anestetiktir. Bu kremi doktorunuza yazdırırken utanıp sıkılmanıza gerek yok.
• Işıl Işıl Gözler ve Uzun Kirpikler İçin: Yorgun ve kızarık gözleriniz varsa şimdiden vedalaşabilirsiniz. Demlenip soğutulmuş poşet çayı gözleriniz kapalı iken üzerlerine koyarak bir müddet bekletiniz. Bir iki damla çayı da gözlerine damla olarak damlatınız. Çay ile kirpiklerinizi yıkadığınız taktirde kirpiklerinizin gürleşip uzadıklarını farkedeceksiniz.
Bir de koyu renk saça sahip olanlar demlenmiş ve ılıtılmış çay ile saçlarını yıkadıklarında güneşte parlayan hafif ve hoş bir kızıllık elde derler. Doğal saç boyası yani.
• Güçlü Tırnaklar İçin: Güçlü, kırılmayan sert tıknaklar için limon ve zeytinyağı karışımını kullanıyorum. Etkisini çok çabuk gösteriyor
• İnci Gibi Dişer İçin: Çoğu kimseler dişlerini beyazlatmak için tuzla ovmayı tercih eder. Beyazlattığı bir gerçek ancak diş minesini çizme gibi bir durum yarattığı için çok da ideal değil. Benim favorilerim arasında karbonat ve limon karşımı ilk sıralarda yer alıyor. En sevdiğim ise ceviz yaprağı. Ceviz yaprağıyla dişlerinizi ovduğunuzda dişleriniz ve dişetleriniz güçlenecektir. Pırıl pırıl bembeyaz dişlerle etrafa gülücük saçacaksınız. Yalnız ceviz yaprağını dudaklarınıza temas ettirdiğinizde dudaklarınız kına rengine dönüşür.
• Vücudumda Kötü Kokular Oluyor Diyenler İçin: [/color][/i][/b] Duşta iken son durulama suyuna bir limon sıkınız. Bu su ile boyundan aşağı duş alınız. Özellikle koltukaltı terlemesi için birebir. Bir de lavanta yağı var. Vücutta hoş bir koku bırakıyor.
•Saçlarım Cansız Diyenler İçin:Çoğumuz saçlarımız yumuşacık olsun, kolay taransın diye saç kremlerini tercih ederiz. Son durulama suyuna bir yemek kaşığı sirke katıp saçlarınızı duruladığınızda yumuşaklık ve parlaklığa hayran kalacaksınız. Sirke yapamam diyeler için limon suyu öneririm. Yalnız saç diplernize değil de orta ve uç kısımlarına çok ılık su eşliğinde uygulayınız.
Cilt Yanıkları ve Ameliyat İzleri İçin :Ciltte oluşan yanık, ameliyat izlerinde ContractubexJel son yılların en başarılı jelidir. Cildin skar dokusu üzerinde gevşetici ve düzeltici etkiye sahiptir. Yara iyileşimini hızlandırır, kaşıntıyı giderir. İçinde sağlıklı hücrelerin yenilenmesine yardımcı olan Allantoin maddesi bulunur. 2 ve 4 ayda iyileşme sağlar. Bu ilacı almanız için çok yüksek paralar ödemeniz gerekmiyor skk karşılıyor.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 22:55
Bitkisel ve Aromatik Yağlar
ACI BADEM YAĞI
Öksürük kesici idrar arttırıcı, kurt düşürücü ve şeker hastalığı için kullanılır. Kuru ve çatlak cilt bakımında etkilidir. Stres ve yorgunluk için masaj yağı olarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Protein, Şeker ve amigdalin içerir.
KULLANILIŞI:
Bir çay bardağı suya 2 damla damlatılarak günde 3 defa alınır. bilhassa bebeklerin kabızlıklarında badem yağı eşit miktarlarda bal ve pekmez ile karıştırılıp 4-5 saatte bir çay kaşığı verilir
UYARI: Yüksek miktarlarda alınması zararlıdır
SAKLAMA:
Serin, ışıktan uzak ve ağzı sıkıca kapalı olarak, çocukların ulaşamayacağı bir yerde saklanmalıdır.
ADAÇAYI YAĞI
Bebeklerde gaz giderici, mide gazı giderici,ter kesici ve idrar arttırıcı etkileri vardır. astım ve bayanlarda adet düzensizliklerinde hormon dengelenmesinde kullanılır. Cilt bakım ve temizliğinde kullanılır. On iki parmak bağırsağındaki yaralara da faydalıdır.
İÇİNDEKİLER:
Tuyon, sincol, barneol ve piren maddelerini içerir.
KULLANILIŞI:
Bir çay bardağı suya 3 damla damlatılarak günde 1 defa içilir. Yara üzerine direkt tatbik edilebilir.
UYARI: Günde 3 damladan fazla içilmez. Fazla kullanımı epilepsi ve krampa yol açabilir.
ANASON YAĞI
Bebeklerde gaz giderici, mide gazı giderici,ter kesici ve idrar arttırıcı etkileri vardır. astım ve bayanlarda adet düzensizliklerinde hormon dengelenmesinde kullanılır. Cilt bakım ve temizliğinde kullanılır. On iki parmak bağırsağındaki yaralara da faydalıdır.
İÇİNDEKİLER:
Tuyon, sincol, barneol ve piren maddelerini içerir.
KULLANILIŞI: 2-10 Damla bir şeker parçası üzerine damlatılarak veya bir fincan suya 4-5 damla damlatılarak günde 3 defa kullanılır.
UYARI: Daha yüksek miktarda alındığı zaman hafif bir sarhoşluk sonra uyku meydana getirir.
ARDIÇ YAĞI Kalp yetmezliği soğuk algınlığı ve romatizmal hastalıklarda kullanılır. burkulma ve çarpma gibi kazalarda ağrı kesici ve hareket kabiliyetini arttırıcı özelliği vardır. Astım hastalarında ve idrar tutamayan çocuklarda faydalıdır.
İÇİNDEKİLER:
Organik asitler, glikoz, sakkaroz, juniperin, reçineli bileşikler ve acı madde içerir.
KULLANILIŞI : Bir çay bardağı suya 5 damla damlatılarak alınır.
Hamilelikte kullanılmamalıdır. Fazla alındığı taktirde böbrekleri tahriş eder ve idrar yollarında kanamaya sebep olur.
ARDIÇ KATRAN YAĞI
Ardıçın özel türünden elde edilen ardıç katranı yağı tüm mantar hastalıklarında cilt kaşıntılarında sedef ve egzamada varis ve ağrılarında uyuz ve benzeri tüm cilt problemlerinde kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Organik asitler, glikoz, sakkaroz, juniperin, reçineli bileşikler ve acı madde içerir.
KULLANILIŞI:
Kullanılacak doku defne sabunu ile yıkanır. İnce tabaka halinde cilde sürülür.
BERGAMUT ESANSI
Stres ve yorgunluğu giderici ve bağışıklık sistemin! kuvvetlendiricidir. Egzama tedavisinde de kullanılır. İştah arttırıcı ve safra söktürücü etkisi vardır. Ayrıca çayda lezzet ve koku verici olarak da kullanılır.
Kullanılışı
Dahilen; bir fincan suya 2-3 damla damlatılarak, günde 2 defa kullanılır. Haricen; cilde masaj yapılarak stres ve yorgunluğu giderici olarak kullanılır.
BİBERİYE YAĞI
İdrar söktürür gaz giderir, kan dolaşımını arttırır, bronşite ve sinüzite, sarılık ve karaciğer yetmezliğinde de kullanılır. Uykusuzluğu ve sinir sistemini düzenler. Kolestrolü denetler.
İÇİNDEKİLER:
Kamfer, terpen, tanen, reçine, acı maddeler, saponin, cholin, glikozit, organik asitler, kafur.
KULLANILIŞI:
Bir fincan suya 2-3 damla damlatılır veya şekere damlatılarak günde 3 defa kullanılabilir. Sinüzite romatizmal ağrılara sivilceler üzerine sürülerek kullanılır.
BUĞDAY YAĞI
Hücre yenileyici, selülit için; yanık yara ve diğer cilt problemlerinde kırışıklıklarda etkili olarak kullanılır. Ayrıca hassas ve yıpranmış saçlar için faydalıdır. Cilt lekeleri güneş lekeleri ve doğum lekelerini giderir.
İÇİNDEKİLER:
B vitaminleri ve mineraller içerir.
KULLANILIŞI:
Dahilen; günlük bir çay kaşığı kulllanılır. Haricen; Saç için friksiyon cilt için masaj şeklinde uygulanır.
CEVİZ YAĞI Kuru ciltlerde yumuşatıcı ve besleyici etkiye sahiptir. Doğal nemlendiricidir. Saç diplerini ve saçları besler. Ayrıca romatizmaya iyi gelir. Güneşte bronzlaştırıcı olarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
%70 civarında yağ taşıdığı saptanmıştır.
KULLANILIŞI: Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır.
ÇÖREK OTU YAĞI
İdrar ve süt arttırıcı iştah açıcı, adet söktürücü etkilere sahiptir. Ayrıca astımı şeker, romatizma tedavisinde ve grip döneminde bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun dirençli tutulmasını sağlar. Hemoroide faydalıdır. Saçı besler dökülmesini önler.
İÇİNDEKİLER:
Tanen, saponinler, alkaloidler, nigellin ve connigellin içerir.
KULLANILIŞI:
Günde 3 defa 1 fincan suya 4-5 damla damlatılarak içilir.. Ayrıca saç dökülmesi ve kepeğe karşı saç diplerine friksiyon şeklinde kullanılır.Sinüzit için sabah akşam buruna 1-2 damla damlatılır .
DEFNE YAPRAĞI YAĞI
Yemeklerde güzel koku vermek için kullanılır gargara yolu ile alındığında bademcik iltihaplarında soğuk algınlığına ve gribal enfeksiyonlara iyi gelir. Terletici ve Antiseptik özelliklere sahiptir. Saç ve kafa derisi tedavilerinde kullanılır. Saç büyümesine etki eder. Ayrıca gaz giderici ve kan gevşeticidir.
İÇİNDEKİLER:
Cineol, evgenol, graniol ve pinenler içerir.
KULLANILIŞI:
Bir fincan suya 4-5 damla damlatılarak. Günde 2 defa içilir. Parmak uçlarıyla friksiyon şeklinde kullanılır.
Gebelikte kullanılmamalıdır. Kızdırıcı özelliği nedeni ile cilt üzerinde kullanılırken dikkat edilmelidir.
DEFNE UÇUCU YAĞI
Yemeklerde güzel koku vermek için kullanılır. Gargara yolu ile alındığında bademcik iltihaplarında soğuk algınlığına ve gribal enfeksiyonlara iyi gelir. Terletici ve antiseptik özelliklere sahiptir. Saç ve kafa derisi tedavilerinde kullanılır. Saç büyümesine etki eder. Ayrıca gaz giderici ve kan gevşeticidir.
Kullanılışı
Dahilen; bir fincan suya 4-5 damla damlatılarak günde 2 defa içilir. Haricen; parmak uçlarıyla friksiyon şeklinde kullanılır. (Gebelikte kullanılmamalıdır. Kızdırıcı özelliği nedeniyle cilt üzerinde kullanılırken dikkat edilmelidir.)
FINDIK YAĞI
Kuru ve yıpranmış ciltlere rahatlıkla uygulanır varis ve saçkıran hastalığı içinde faydalıdır. Doğum öncesi, Doğum sonrası cildin esnekliğini sağlamak ve cilt çatlağını önlemek amacıyla masaj yapılarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Sabit yağ, fosfor kalsiyum, protein ve şeker içerir.
KULLANILIŞI:
Masaj olarak kullanılır. Saç diplerine parmak uçlarıyla friksiyon yapılır.
GÜL YAĞI
Ağrı kesici, keyif verici, uyutucu, öksürük kesici etkileri vardır.Kabızlık ve tansiyon düşmesinde etkilidir. Ayrıca saç uzatıcı ve besleyici etkiye sahiptir.
İÇİNDEKİLER:
Papaverin, kodein tebain, narsoin ve morfin içerir.
KULLANILIŞI:
Haricen cilde masaj şeklinde uygulanır. Bir çay bardağı suya 10-15 damla damlatılarak gargara yapılır.
HAŞHAŞ YAĞI
Ağrı kesici, keyif verici, uyutucu, öksürük kesici etkileri vardır.Kabızlık ve tansiyon düşmesinde etkilidir. Ayrıca saç uzatıcı ve besleyici etkiye sahiptir.
İÇİNDEKİLER:
Papaverin, kodein tebain, narsoin ve morfin içerir.
KULLANILIŞI:
Günde 2-3 damla bir şeker parçası üzerine damlatılarak veya yarım çay bardağı suya 2-3 damla damlatılarak alınır.Saça friksiyon şeklinde uygulanır.
HAVUÇ YAĞI
Ultraviole (UV) ışınına karşı vücut bağışıklığını arttırır . Cildin bozulmasını önler. Güneş yanıklarının iyileşmesine yardımcı olur. Hücre yenileyici İdrar arttırıcı kan temizleyici kan yapıcı ve kollestrolü düzenleyici etkileri sahip olduğu bilinmektedir.Ayrıca ses tellerine faydalıdır. güneş yağları da bronzlaştırmayı kolaylaştırır.
İÇİNDEKİLER:
Uçucu yağ, sabit yağ, şeker, A vitamini, karotin ve rezin içerir
KULLANILIŞI:
Günde 2-3 damla bir şeker parçası üzerine damlatılarak veya yarım çay bardağı suya 2-3 damla damlatılarak alınır.
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
Hazım kolaylaştırıcı bulantı ve kusmayı giderici etkiye sahiptir.İltihaplanmaya karşı etkili olması nedeni ile haricen eklem ve kas ağrılarına romatizmaya karşı kullanılır. Fiziksel yorgunluğu giderici etkiye sahiptir. Saç dökülmesinde etkilidir. Ayrıca pastalarda esans olarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Myristicin içerir.
KULLANILIŞI:
2-3 Damla bir fincan suya damlatarak kullanılır. Uygulanacak yere defne sabunu ile temizlenir. Bol miktarda yedirilerek tatbik edilir. Ayakta oluşan mantar hastalıklarında da sürülerek kaşıntı önlenir. Masaj yapılarak cilt altında toplanan yağ ve toksit maddelerin terleme yolu ile dışarı atılmasını sağlar. tedavi
UYARI: Gebelikte kullanılmaz.
ISIRGAN TOHUM YAĞI
Saç dökülmesinde romatizma hücre yenileyici kan temizleyici, miyom küçültücü olarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Potasyum tuzları, organik asitler, histamin ve asetilkolin içerir.
KULLANILIŞI:
Dahilen bir fincan suya 5 damla damlatılarak günde 2 defa kullanılır. Haricen cilde masaj yapılarak kullanılır. Saç diplerine friksiyon yapılır.
JOJOBA YAĞI
Cildi yumuşatır. Çizgileri ve kırışıklıkları azaltmak için kullanılır.Kuru ciltleri nemlendirir. Akneleri giderir. kuru ve kırık saçları besler parlaklık verir. Saç şekillendirici olarak kullanılır.
İÇİNDEKİLER:
Tohumlarında %50 oranında yağ içermektedir.
KULLANILIŞI:
Saçlara friksiyon yöntemi ile cilde masaj yapılarak kullanılabilir.
KANTARON YAĞI
Hazmı kolaylaştırıcı ve iştah açıcı özelliklere sahiptir. Ateş düşürücü etkisi vardır. Ülser ve gastritte iyileşmeyi hızlandırır. Bağırsak spazmlarını çözer. Bağırsak solucanlarını düşürür. Hemoroide faydalıdır. Yara ve yanıkları iz bırakmadan iyileştirir.
İÇİNDEKİLER:
Uçucu yağ, rezin, acı maddeler (glikozitler), reçine, pektin ve kolin içerir.
KULLANIIŞI:
Günde 2 defa öğle ve akşam yemeklerinden önce 5-6 damla alınmalıdır. Hemoroide dıştan sürülür.
KARABAŞ YAĞI
Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliğine kollestrol ve şekere faydalıdır. uykusuzluğu giderir. balgam söker zindelik verir egzama yaralarına iyi gelir. Sivrisinek kovucudur.
İÇİNDEKİLER:
Kafur, fenkon, borneol ve sineol içerir.
KULLANILIŞI:
Günde 2 şer damla sabah akşam yarım fincan suya damlatılarak kullanılır. Cilde sürülür.
KARANFİL YAĞI
Ağız ve mide kokularını giderir. Sinirleri uyuşturur antiseptik ve ağrı kesici olarak kullanılır. Diş ağrılarında etkilidir. Dişeti çekilmesi ve iltihaplarında faydalıdır. Haşere kovucudur.
İÇİNDEKİLER:
Uçucu yağ, sabit yağ ve tanen içerir.
KULLANILIŞI:
Dahilen 1 fincan suya 2 damla damlatılarak içilir.Diş ağrılarında pamuk üzerine damlatılarak diş üzerine tatbik edilir.
Şakaklara ve alın bölgesine yağlar su ile yada ıslak pamuğa dökülerek (seyreltilerek) masaj yapılır.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 22:57
Ağrılı cinsel ilişki: Disparoni
Cinsel ilişki esnasında kadının geçici bir zaman için ya da sürekli olarak ağrı duyması durumudur. Cinsel tatminin önünde çok büyük bir engeldir.Kadınların yaklaşık %15'i bu rahatsızlığı zaman zaman yaşar, %1-2 kadında ise sürekli bir disparonia durumu söz konusudur. Cinsel yönden aktif hemen her yaştaki kadını etkileyebilir. Disparonide etkilenen organlar vajinal kaslar, hymen, bazı durumlarda rahim ve beyindir.
Cinsel aktivite esnasında ya da öncesinde genital bölgede yaşanan ağrı olarak tanımlanır. Bu ağrı zaman zaman ilişki sonrasında da görülebilir. Ağrının şiddeti ilişkiden ilişkiye ya da pozisyona göre değişkenlik gösterebilir.
Yüzeyel ve derin disparonia olarak 2 ana başlık altında incelenir. Yüzeyel ya da eksternal disparonia da ilişki esnasında sürtünmeye bağlı olarak yanma ya da kuruluk hissi bulunur. Yetersiz ıslanma sonucu ortaya çıkar. Önsevişmenin uzun tutulması yolu ile doğal kayganlığın sağlanması ya da bazı kayganlaştırıcı jellerin kullanılması sorunu giderebilir.Yüzeyel disparoniye bazı enfeksiyonlar (özellikle mantar) neden olabilir. Bu yüzden detaylı bir jinekolojik muayene gerekir.
Derin disparonia ise ilişkinin kuvvetli anlarında derin penetrasyon esnasında duyulan ağrıdır. Bu ağrıya derin penetrasyon esnasında basınca duyarlı olan iç organların normal cevabı neden olabilir. Bu durumda derin penetrasyondan kaçınılmalıdır. Kadının derin penetrasyonu kontrol edebildiği cinsel birleşme pozisyonları bu sorunun giderilmesine yardımcı olabilir. Eğer sorun ısrarcı ise jinekoloji konsültasyonu faydalı olabilir. Bu gibi durumlarda altta yatan neden bir enfeksiyon ya da endometriozis olabilir.
Nedenleri Bunlar fiziksel ya da psikolojik kökenli olabilir. Fiziksel nedenler:
Genital organlarda enfeksiyon Geçirilmiş operasyon ya da radyoterapi gibi nedenlere bağlı nedbe dokusu Epizyotomi nedbesi Myom ya da diğer rahim tümörleri Endometriozis Normalden daha kalın kızlık zarı Ürethrada (mesanenin vajinaya açılan kısmı) zedelenme Yetersiz kayganlık Menopoz sonrası olduğu gibi hormon yetersizliğine bağlı vajinal kuruluk Psikolojik nedenler
Gebe Kalma korkusu Gebelik esnasında bebeğe fiziksel zarar gelebileceği korkusu Yetersiz önsevişme neticesinde Cinsel tecrübe ve bilginin yetersiz olması Daha önceden geçirilmiş seksüel yaralanma ya za psikolojik travma Partnere karşı geçici isteksizlik Olarak sayılabilir. Ayrıca stress, yeni geçirilmiş ya da henüz devam eden hastalık hali, yorgunluk gibi durumlar riski arttırabilir.
Tedavi Disparonia tedavi edilmediği taktirde kişisel ilişkilere zarar veren, cinsel deneyimlerden keyif almayı engelleyen ve uzun dönemde kişinin kendine olan saygısını zedeleyen bir durumdur. Tedavide asıl amaç altta yatan fiziksel veya psikolojik nedenleri gün ışığına çıkarmak ve bu faktörleri ortadan kaldırmaktır.
Tedavi amaçlı günde 3-4 defa tekrarlanan 10-15 dakikalık ılık oturma banyoları hassasiyeti ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Cinsel ilişki esnasında allerji yapmayan bebe yağı gibi kayganlaştırıcılar kullanılabilir. Hekim kontrolü altında vajinayı genişletmeye yönelik egzersizler ya da cerrahi girişimler yapılabilir. Disparoninin tedavisinde en etkili yönemlerden biriside değişik birleşme pozisyonları deneyerek en az ağı verenini bulmaya çalışmaktır.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 22:58
Adet kanaması sırasında cinsel ilişki
Adet kanaması sırasında cinsel ilişki kurulur mu ? gebe kalınır mı?
Bunun cevabı için adet kanamasının ne olduğunu bilmek gerekir.Adet kanaması kadın rahmi içindeki bir dokunun kanayarak dokulmesidir.Bu doku gebelik sırasında bebeğin yapıştığı ve beslenmesi için gerekli koşulları sağlayan özel bir yapıdır.İşte bu doku gebelik oluşmadığı her ay bir dahaki yumurtlamaya yeniden hazırlanması için üstteki tabakasını kanayarak doker ve alttan yeni doku oluşmaya başlar.
Adet kanamasına ait gerçek dışı uydurmalar;Vücuttaki kirli kan atılması gibi, zehirli olduğu,vücuttan atılmasa kişiyi zehirlediği, pis olduğu ,bu sırada ilişki kurulursa kısır olunacağı gibi bu şeyler tamamen yanlıştır.
Adet sırasındayken seks yapılıp yapılamayacağın cevabı ise koşullara ve kişilere ,vede kişilerin inançlarına göre farklılık gösterir.
Adet sırasında yani kadının menturasyonu sırasında eğer prezervatifsiz cinsel ilişki kurulursa kadın veya erkeğin mikrop kapma şansı olabilir.Çok nadir de olsa adet kanaması sırasında gebe kalma olasılığıda mevcuttur,bunu da göz ardı etmemek gerekir.
Bir çok kadın adetliyken kendilerini itici bulurlar, ve de erkeklerin bu hallerinden rahatsız olabileceklerini düşünürler,oysaki bazı rahatsız olan bunu itici bulan erkekler olduğu gibi ,bundan rahatsız olmayan, kadını adet döneminde de arzulayan ve bu sırada cinsel ilişki kurmak isteyen, cinsel ilişki kuran ve de bundan zevk alan bir çok erkekte mevcuttur.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 23:00
Allerjik rinit saman nezlesi
Allerji Ne Demektir: Alerji vücuda giren ya da temas eden bir maddeye karşı vücudun kendine zarar verecek derecede reaksiyon göstermesidir. Bu reksiyonlar normal düzeyinde olursa vücudu korumak içindir. Ancak alerjik kişilerde reaksiyonlar zararlı olacak derecede fazladır. Burun bu tür alerjik reaksiyonlardan en fazla etkilenen organlardandır. Alerjinin genetik bir yatkınlığı vardır ve her yaşta başlayabilir. Allerjenin vücuda girmesinden 2-3 dakika sonra histamin adı verilen maddeler salgılanır. 15 dakika içinde maksimum seviyeye ulaşır. Alerji her zaman olabileceği gibi sadece belli mevsimlerde de görülebilir.
Rinit Ne Demektir: Burun içini döşeyen mukozanın her türlü iltihabına rinit denir. Eğer bu iltihaba alerjik faktörler neden olmuşsa buna alerjik rinit denir.
Neler Alerji Yapar: Alerji yapabilecek bilinen ya da bilinmeyen çok sayıda faktör vardır. En sık görülenler arasında toz, polenler, küf mantarları, bazı yiyecekler (süt, yumurta, çilek vs.), kimyasal maddeler, ev hayvanları sayılabilir.
Ne Gibi Belirtiler Yapar: Alerjinin KBB ile ilgili semptomları arasında en sık görülenler burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, kaşıntı, geniz akıntısı, boğazda gıcık, kronik öksürük, orta kulakta basınç problemleri sayılabilir. Alerjik kişilerde alerjik olmayan kişilere göre daha çok sinüzit, burunda et büyümesi (konka hipertrofisi veya polip), astım ve cilt reaksiyonları görülür.
Muayenede Ne Görülür: Alerjik rinitli hastaların muayenesinde burun akıntısı direk olarak görülebilir. Ayrıca burun içinde soluk renk, saydam salgı artışı, ödem(şiş), eğer varsa et büyümesi görülür. Burun içinin görüntüsü bazen hastanın şikayetlerinin dinlemeden bile teşhis koydurucudur. Ağız içinden bakıldığında geniz akıntısı ve farenjit görülebilir.
Ne Gibi Tetkikler Yapılır: Muayene sonrasında allerjiden şüphelenildiğinde en sık uygulanan tetkik deri testleridir. Ancak bu testlerin negatif çıkması hastada alerji olmadığını göstermez. Deri testlerinde çalışılmayan bir allerjene reaksiyon olma ihtimali veya bir allerjenin ciltten girdiğinde alerji yapmayıp solunumla girdiğinde alerji yapıyor olma ihtimalleri vardır. Deri testleri ile hangi maddeye ne kadar alerji olduğu öğrenilebilir. Bu testlerin dışında kanda İgE denilen bir maddenin miktarı ölçülebilir. Ayrıca cilt testlerine göre daha güvenilir ancak uygulaması zor ve pahalı bazı kan testleri de vardır.
Nasıl Teşhis Konur:Alerjik Rinit teşhisinde en önemli konu hastanın anlattıkları (anamnez) ve muayene bulgularıdır. Bu bulgulara göre alerji teşhisi düşünülüyorsa o hasta alerjik olarak kabul edilir. Deri testeleri ve diğer kan testleri allerjenin ne olduğunu anlmaya yöneliktir. Bu testler negatifte çıksa hastaya alerji tedavisi başlanır.
Nasıl Tedavi Edilir: Alerjik Rinit tedavisinde 3 ana kategori vardır.
1-Allerjenden korunma
2-İlaç Tedavisi
3-İmmünoterapi (Aşı Tedavisi)
Allerjenden korunma alerjik rinitin temel tedavi yöntemidir. Ancak bu genellikle mümkün değildir. Hem allerjenin tam olarak belirlenememesi, hem birden fazla maddeye alerji olması hem de allerjen belirlense bile hastanın bu maddeden uzak durmasının mümkün olmaması gibi faktörler tedaviyi zorlaştırır. Ancak yine de hastanın alabileceği bazı önlemler vardır.
- Tozlu ve dumanlı ortmalarda bulunmamak, eğer zorunlu ise maske takmak
- Isı ve nemim ayarlanması
- Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde mümkün olduğunca içeride olmak ve kapı pencerelerin kapalı tutulması
- Ev içinde mümkün olduğunca halı, kilim battaniye yerine deri, vinlex ve plastik eşyalar kullanılmalı
- Evde bitki ev hayvan bulundurulmamalı
- Özel hazırlanmış nevresim ve çarşaflar kullanılması eğer temin edilemiyorsa tüm çarşaf ve nevresimlerindüzenli olarak sıcak su ile yıkanması
- Elektrik süpürgesinin dışarıya toz vernmediğine dikkat edilmesi
- Tüylü oyuncaklardan uzak durulmalı
- Hasta hangi ortam ve durumlarda şikayetlerinin başladığını veya arttığını hissederse ona göre önlemini kendi almalı
İlaç Tedavisi olarak en sık kullanılan madde antihistaminiklerdir. Bu ilaçlar alerjik reaksiyonlarda rol oynayan histamini azaltmaya yöneliktir. Genellikle de çok faydalıdırlar. Allerjene maruz kalmadan önce kullanıldığında daha faydalıdırlar. Özellikle kaşıntı, akıntı ve hapşırma üzerine etkilidirler. Ancak hangi antihistaminiğin hastaya daha faydalı olacağı biraz deneme yanılma yoluyla belirlenir. Artık etkisi azalmaya başlarsa da başka bir antihistaminikle değiştirilmelidir. Bu ilaçların en önemli yan etkisi uyku hali, ağız kuruluğu, çarpıntı, idrar zorluğu, göz içi basıncının artmasıdır. Ancak son kuşak antihistaminiklerde bu yan etkiler oldukça azalmıştır.
Antihistaminklerden sonra faydasının en çok olduğuna inandığım ilaç kortikosteroidlerdir (kortizon). Bu ilaçlar ağızdan ya da kalçadan uygulandığında etkisi daha fazladır ancak yan etkilkeri de dah afzladır. Bu nenle burun spreyi olarak kullanılırlar. Burun spreyi olarak kullanıldığında yan etkisi çok azdır ve etkinliği iyidir.
Ayrıca dekonjestan denilen burun spreyleri ve kromolin adı verilen ve alerjik reaksiyonları önleyen ilçalar da vardır.
İmmünoterapi (aşı tedavisi) hastanın alerjik olduğu maddeyi düşük dozdan başlayarak artacak şekilde hastanın vücuduna verme tedavisidir. Bu şekilde vücut bu maddeyi tanıyarak alerjik reaksiyon göstermememsi prensibine dayanır. Ancak her zaman iyi sonuç vermez. Başlangıçta haftada bir olmak üzere senelerce aşı olmayı gerektirir. Bazen iyi sonuçlar alınmasına rağmen her zaman önerilmez.
Hangi Durumlarda Ameliyat Gerekir: Alerjiye bağlı et büyümeleri ve sinüzitin kronikleşmesi ilaç tedavilerinin başarısını olumsuz etkiler ve bu durumlarda ameliyat gerekebilir.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 23:03
Alkol bağımlılığı
Tarihçe
* 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek yapmak için ilk ıslah etmesiyle bira yapımı başladı.
* 6 bin yıl önce Sümerler, Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı.
* Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve, tahıl ve baldan alkol yapılıyordu.
* Metanol, Yunanca Methy ve Sanskritçe Madhu kelimelerinden gelir ve bal, sarhoş eden madde anlamına gelir.
* Alkol kelimesi Arapçadan gelmektedir.
* Distilasyon, İS 8. yy’da Arabistan’da başlamıştır.
Alkolizmin Kliniği
* Alkolizm, davranışsal bir bozukluktur.
* Tekrarlayıcı olarak fazla miktarlarda alınan alkole bağlı problemler gelişmesi anlamına gelir.
* Alkolik, kötü sonuçlar doğurmasına rağmen, kompulsif bir biçimde alkol içmeye devam eder.
* Alkolizmde, alkol alımının sınırlanması ile ilgili kontrol kaybolmuştur
İnsanlar neden içiyorlar?
- Zevk almak
- Duygudurumu düzeltmek
- Stresle başa çıkmak
- Alkol içme arzusu (craving, aş erme)
Alkoliğin hayatı
* İçenlerle arkadaşlık eder, evlenir
* İçmek için her zaman neden vardır: mutluluk, neşesizlik, gerginlik vs
* İçme fırsatları sonsuzdur: maç, av, parti, tatil, doğum günü vs
* Suçluluk duygusu gelişir, suçluluk ve pişmanlık duygularını bastırmak için daha çok içmeye ve sabahları kalkınca içmeye başlar.
Alkolizmde kısır döngü
Suçluluk ve anksiyete nedeniyle daha çok alkol alır, alkol aldıkça anksiyete ve depresyon derinleşir ve şu belirtiler ortaya çıkar: Uyku kalitesinde bozulma, gece uyanmalar, depresif duygudurumu, huzursuzluk ve sıkıntı hisleri, panik nöbetleri, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes almada zorluk …...
Alkolizmde fiziksel bulgular
- Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası
- Acne rosecea : kırmızı burun
- Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık
- Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme)
- Sigara yanıkları: parmak, göğüs vs’de
- Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı)
- Hepatomegali (karaciğer büyümesi), karın ağrısı
- Spider anjioma
- Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurları, uyuşma vs)
Erkeklerde daha erken başlar (20 civarı), sinsi gidişlidir, 30 yaşından önce problemleri farketmek zordur. 45 yaşından sonra başlama nadirdir.
Kadınlarda başlangıç daha geç olur, depresyon daha sıktır.
Alkolizm tipleri
Gamma tipi alkolizm: Çok aşırı miktarda alkolün aralıksız biçimde alındığı epizotların yaşandığı, ama aralarda alkol alınmayan dönemlerin olduğu alkolizm tipi. Örneğin kişi günler boyunca sızıncaya kadar alkol alıp ayılır ayılmaz içmeye devam eder. Sağlık durumu nedeniyle içemez hale gelince birkaç gün hasta yatar, daha sonra 1-2 hafta alkol almaz ve sonra herşey yeniden başlar. Bu kişilerde temel problem alkol alımı ile ilgili kontrol kaybıdır, yasal ve sosyal problemler ön plandadır. Bunun tersine “Fransız tipi alkolizm”de kişi sürekli olarak fazla ama aşırı olmayan miktarlarda alkol alır, alkol kullanımı bir hayat tarzı haline gelmiştir. Herhangi bir nedenle alkol içmeyi durdururlarsa alkol yoksunluğuna girebilirler. Uzun vadede sağlık problemleri ortaya çıkar.
Tip A-B ya da 1-2: Erken yaşlarda başlayan, ailede alkolizm öyküsünün varolduğu, antisosyal kişilik bozukluğu ile birlikte sık görülen kötü gidişli alkolizm ve daha geç yaşta başlayan, aile öyküsünün olmadığı, daha çok depresyonun eşlik ettiği, daha iyi gidişli alkolizm tipi.
Karaciğer harabiyeti, kardiyomiyopati (kalp büyümesi), anemi (kansızlık), yüksek tansiyon, trombositopeni (pıhtılaşma sağlayan hücrelerde azalma), miyopati (kas yıkımı), kanser, teratojenite (anne karnındaki bebekte anormallikler), pankreatit (pankreas iltahabı), pnömoni (zatüre), merkezi sinir sistemi bozuklukları (retrobulbar nörit,Wernike-Korskof Sendromu ve bunaması, serebeller atrofi)
Alkol Yoksunluğu belirtileri
Otonomik hiperaktivite (terleme, nabız 100’ün üstünde) titreme uykusuzluk bulantı ve kusma geçici halusinasyon ve ilüzyonlar: alkolü bıraktıktan sonra 1-2 gün içinde görülür. psikomotor ajitasyon anksiyete grand mal konvülzyonlar (epileptik nöbetler): alkolü bıraktıktan sonra 2 gün içinde görülür.
Deliryum tremens: Uzun süre fazla miktarda alkol alan kişilerde alkolü kestikten 2-3 gün sonra ortaya çıkabilen, ölüm riski taşıyan bir tablodur.
Bilinç ve konsantrasyon bozukluğu, görsel halusinasyonlar (gerçekte var olmayan şeylerin görülmesi), bulunduğu zamanı ve yeri karıştırma ile kendini belli eder, hızlı başlayıp dalgalı bir seyir gösterir.
- İki uçlu duygudurum bozukluğu (manik depresif b)
- Diğer madde bağımlılıkları: başta sigara olmak üzere esrar vs.
- Kişilik Bozuklukları: antisosyal ve sınırda kişilik bozuklukları.
Alkolizm tedavisi
* Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle ‘dibe vurmuşlardır’ yani sağlık, aile, meslek, sosyal yaşam vb yönlerden büyük kayıplara uğramış ve çaresiz duruma düşmüşlerdir. Bu hale düşmeden pek çok alkolik bu zevki terketmeye yanaşmaz, ya da buna karar verse de kolayca vaz geçer. Önemli olan bu denli kayba uğramadan bu kısır döngüyü durdurmaktır. Bu nedenle kişinin alkolik olduğu yani alkol karşısında zayıf, hatta alkolün esiri olduğunu farkedip kabullenmesi düzelmenin başlangıç noktasını oluşturur. Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçeği farketmeleri için “motive edici görüşmeler” yapılır.
* Alkolizm tedavisi yoksunluk belirtileri kalktıktan sonra başlar
* Hedef ayıklıktır (sobriety): Eşlik eden psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısı ve tedavisi için de bu önemlidir.
* Ekip tedavisi gerekir
* Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir.
* Tedaviden sonra uzun süreli izlem gereklidir. Kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse alkole dönmesi kolaydır. Düzenli aralıklarla görüşmelere ya da kendine yardım gruplarına katılmalıdır.
* Nüksler (tekrarlamalar) ilk 6 ayda en sıktır.
İlaç tedavileri
* Disulfiram (Antabus)
* Antidipsojenikler:
Naltraxone, Acomprasate
* Seratonerjik antidpresanlar
* Lityum
Psikoterapi
* Sıcak ama biraz otoriter bir yaklaşım gereklidir.
* Adsız Alkolikler gibi kendine yardım grupları tedaviye entegre edilmelidir.
* Davranışçı-kognitif tedaviler iyi sonuç verir.
* Eğitimsel faaliyetler tedavinin önemli bir parçasıdır.
* Psikoterapilerde iç görü üzerinde yoğunlaşılmamalıdır. Psikanaliz gibi bu türdeki terapiler alkol kullanımını daha da arttırabilir.
* Hastanın içinde bulunduğu aile ele alınmalıdır, çünkü alkolizm bir “Aile Hastalığı”dır.
Misafir ; Kullanıcısının İmzası
Tüm Sağlık Haberleri
Misafir
Misafir
Cinsiyet:
Burç:
Hayvan:
Konu: Geri: Tüm Sağlık Haberleri Perş. 01 Ocak 2009, 23:05
anal fissür makatta çatlak
Anal kanalda yırtık oluşmasıdır. Genellikle ağrılı ve yanmalıdır. Dışkılama sırasında bu şikayetler artar , kanama da meydana gelebilir. Fissür genellikle ıkıntılı , zor bir dışkılama sonrası ve kabızlık sonucunda meydana gelir. Anal kanal çok spastik olduğunda; fissür ıkınma olmaksızın meydana gelebilir.
Teşhis
Fissür olduğu zaman parmakla muayene genelde çok ağrılıdır. Genellikle anüsün dıştan muayenesi ile yırtık görülebilir. Yırtığın miktarını belirlemek için anoskopi yapılabilir.
Tedavi Anal Fissür
Ilık tüpler (anal kanalı genişleten ısıtılmış,çapları değişik derecelerde bujiler). Günde birkaç defa , yaklaşık 10'ar dakika yapılacak sıcak su oturma banyoları (anal büzüğün gevşetilmesi ve anal kanalın rahatlatılmasını sağlar). Gaita yumuşatıcıları (yumuşak ve şekilli gaita sağlar) Krem ve fitiller ağrıyı hafifletir. Birçok fissür birkaç haftada iyileşecektir. Fakat belirtiler devam ederse ameliyat gerekebilir. Ameliyat tedavisi genellikle anal kanaldaki adelelerin bir kısmını kesmeye dayanmaktadır. Bu işlem fissürü meydana getirecek basıncı azaltır ve iyileşmesini sağlar. Kuşkusuz en iyi tedavi korunmadır. Bol lifli , kepekli diyet düzenli barsak hareketlerine neden olarak rahat dışkılamayı sağladığından en önemli yeri teşkil eder.
Anal Fistül-Anal Abse Apse (iltihapla dolu şişlik) , genellikle anal kanaldaki , ağızları anüs içersine açılan bezlerin ağızlarının tıkanması sonucunda meydana gelir. Oluşan apseler bir müddet sonra kendiliğinden boşalmak amacıyla , son barsak içersindeki bir yere veya anüs çevresindekideri kısmına açılır. Bu şekilde tünel açılmasına "fistül" denir. Anal fistüller hemen daima anal apse sonucunda meydana gelir.
Belirtiler
Anal apse ,anal kanala bitişik şişlik ve önemli ölçüde rahatsızlık meydana getirir.Şiddetli ağrı ve ateş oluşabilir. Anal fistülde anal kanaldan fistülün dış ağzına (genellikle anüs çevresindeki deri bölümüne)drene olan sıvı mevcuttur.Bu nedenle hafif miktarda ,zaman zaman miktarı artan akıntı(pis kokulu sarı-kahverengi renli bir akıntıdır)görülür.
Tedavi
Apsenin tedavisi cerrahi olarak drenajdır.Apse drene olduktan sonra kişilerin P'sinde birkaç hafta sonra (bazen birkaç ay ya da yıl sonra)fistül oluşacaktır.Fistülün tedavisi cerrahidir. Anal Kaşıntı Geceleyin veya dışkılama sırasında en sıklıkla meydana gelir.Anüs bölgesi aşırı temizleme ve silme en sık nedendir.Anüs etrafında fazla terleme .
Bazı yiyecekler ve içecekler kaşıntıya neden olabilir.Bunlar arasında alkol,sirkeli yiyecekler,kahve,çukulata,fındık,mısır sayılabilir.Ender olarak bazı enfeksiyonlar ve deri hastalıkları kaşıntıyaneden olabilir.Kötü hijyen genllikle bir neden değildir.Buna rağmen kaşıntı meydana gelen kişilerde aşırı bir anal bölge temizliği ve silmeye eğilim göstererek tahrişi arttırır.